Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Çelik, Özgür Yaşar" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bir erkek keçide ürolithiazis olgusu
    (Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2014) İçen, Hasan; Şimşek, Aynur; Sekin, Servet; Çelik, Özgür Yaşar; Çakmak, Fırat; Yaman, Turan
    Çalışmanın materyalini 2-3 gündür idrar yapamama, sancı ve iştahsızlık şikayeti ile Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Kliniği’ne getirilen 1,5-2 yaşlı bir erkek keçi oluşturdu. Hastanın klinik muayenesinde ayakta durmakta güçlük, abdominal gerginlik, anal bölge ile prepisyum çevresinde ödem, prepisyumun uç kısmında kuruluk ve küçük taşlar saptandı. Nabız frekansı 119/dk, solunum frekansı 32/dk ve vücut ısı 36.9 °C olarak tespit edilen hayvana, kan ve idrar örneklerinin laboratuar analiz sonuçları ile otopsi bulgularına göre ürolithiazis tanısı konuldu.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Diyarbakır yöresindeki sığırların sindirim ve solunum sistemi problemlerinde Enzootik Bovine Leukosis (EBL), Bovine Viral Diare (BVD), Infeksiyöz Bovine Rhinotracheitis (IBR) ve Mavi Dil (BT) enfeksiyonlarının rollerinin araştırılması
    (Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2017) Şimşek, Aynur; Gürçay, Metin; Parmaksız, Ayşe; İçen, Hasan; Sekin, Servet; Koçhan, Akın; Çelik, Özgür Yaşar; Çakmak, Fırat
    Bu çalışmada, Diyarbakır yöresinde sindirim ve solunum sistemi hastalıklarının klinik semptomlarını gösteren hasta sığırlarda EBL, BVD, IBR ve BT enfeksiyonlarının rollerinin araştırılması amaçlandı. Araştırmada halk elinde bulunan ve belirtilen hastalıklara karşı aşılanmamış 1 yaş ve üstü farklı ırk ve cinsiyette, sindirim ve solunum sistemi hastalıklarının klinik semptomlarını gösteren 109 sığırdan elde edilen kan serumları kullanıldı. Serum örnekleri ELISA testi ile belirtilen etkenler yönünden incelendi. Test edilen kan serumu örneklerinde EBL, BVD, IBR ve BT enfeksiyonlarının seropozitiflik oranları sırasıyla % 1.83, % 71.56, % 47.71 ve % 17.43 olarak tespit edildi. Bu enfeksiyon etkenlerinin bölge sığırlarının sindirim ve solunum sistemi hastalıklarında rol aldığı ve bu nedenle bölgede bu hastalıkların önlenmesi için kontrol ve eradikasyon çalışmalarının yapılması gerektiği kanaatine varıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Diyarbakır'ın Dicle ve Hani ilçelerindeki köpeklerde Leishmaniasis'in klinik, hematolojik ve biyokimyasal bulguları, serolojik tanısı ve PCR ile tiplendirilmesi
    (2016) Çelik, Özgür Yaşar; Sekin, Servet
    Leishmaniasis, Phlebotominae sineklerinin kan emerken bulaştırdıkları, memelilerin zorunlu hücre parazitleri olan Leishmania türleri tarafından meydana getirilen, insan ve hayvanlarda ölümcül olabilen paraziter bir hastalıktır. Orta ve Güney Amerika, Afrika, Asya ve Akdeniz Havza’sında yer alan 88 ülkede 350 milyon insanı tehdit eden bu hastalık hem veteriner hem de beşeri alanda bir halk sağlığı problemidir. Leishmaniasis; Visseral leishmaniasis (VL), Kutanöz leishmaniasis (KL), Post Kala azar dermal leishmaniasis (PKDL), Diffuz kutanöz leishmaniasisi (DKL), Mukokutanöz leishmaniasis (MKL), Kanin leishmaniasis (CanL) olmak üzere çeşitli formlarda görülmektedir. İnsanlar, kemirgenler, yabani kaninler ve kedilerin tesadüfen konakçı oldukları canin leishmaniasis’te hastalığın kontrol altına alınmasında en önemli rezervuar köpeklerdir. Akdeniz ülkelerinde yapılan serolojik çalışmalarda, köpeklerdeki seroprevalans oranının %1–37 arasında değiştiği saptanmıştır. Hastalığın tanısında serolojik yöntemlerin rezervuarlardaki seroprevalansın saptanmasında önemli olduğu bildirilmektedir. Çalışmamızda Diyarbakır’ın Dicle ilçesine bağlı Dede ve Durabeyli köyleri ile Hani ilçesine bağlı Sergen ve Çardaklı köylerinde, visseral leishmaniasis’in en önemli rezervuarı durumunda olan köpeklerde canin leishmaniasis seroprevalansının belirlenmesi amaçlanmıştır. Söz konusu köylerden alınan 120 kan örneği immunokromatografik test, Indirect immunofluorescent antibody test (IFAT) ve Polimerase Chain Reaction (PCR) yöntemleriyle incelenmiş ve örneklerin hiç birinde seropozitiflik saptanmamıştır. Daha verimli sonuç alınabilmesi için söz konusu ilçelerdeki sahipsiz ve yakalanamayan başıboş köpekler ile çevre köylerdeki köpekler üzerinde de benzer çalışmalar yapılarak çalışma alanının genişletilmesinin ve Phlebotomus türlerinin belirlenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Kanin leishmaniasis, immunokromatografik tanı, İndirekt Flouresan Antikor Testi (IFAT), Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR), Dicle, Hani, Diyarbakır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Diyarbakır’ın Dicle ve Hani ilçelerindeki köpeklerde leishmaniasis’in klinik, hematolojik ve biyokimyasal bulguları, serolojik tanısı ve PCR ile tiplendirilmesi
    (Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2015) Çelik, Özgür Yaşar; Sekin, Servet
    Leishmaniasis, halk arasında tatarcık olarak bilinen Phlebotominae sineklerinin kan emerken bulaştırdıkları, Leishmania spp. tarafından meydana getirilen insan ve hayvanlarda ölümcül olabilen paraziter bir hastalıktır. Ülkemizde Visseral leishmaniasis olguları başta Ege ve Akdeniz bölgeleri olmak üzere bütün bölgelerimizde görülmektedir. Akdeniz ülkelerinde yapılan çalışmalarda köpeklerde Visseral leishmaniasisin oldukça yaygın olduğu ve köpeklerin L.infantum için rezervuar oldukları bildirilmektedir. Bu çalışma Mayıs-Haziran 2013 tarihleri arasında Diyarbakır’ın Dicle (Dede ve Durabeyli köyleri) ve Hani (sergen ve çardaklı köyleri) ilçelerindeki sahipli köpeklerde canine leishmaniasis seroprevalansının araştırılması amacıyla yapılmıştır. Tekniğine uygun olarak 120 köpeğin vena cephalica antebrachii’lerinden EDTA’lı ve EDTA’sız tüplere kan örneği alındı. Alınan örnekler Rapid test, IFAT, PCR ile incelendi ve köpeklerin tamamı leishmaniasis yönünden negatif bulundu. Benzer çalışmaların bölgedeki sahipsiz köpekleri de kapsayacak şekilde yapılmasının daha iyi sonuçlar doğuracağı kanaatindeyiz.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The effect of ?-carotene and vitamin E on metabolic profiles in nutritionally flushed sheep
    (South African Journal for Animal Sciences, 2022) Irmak, Mehmet; Kayri, Veysi; Tufan, Tuncay; Coşkun, Devran; Özcan, Cahit; Çelik, Özgür Yaşar; Denli, Muzaffer
    This study aimed to investigate the effects of β-carotene and vitamin E on serum biochemistry, body condition score, and the number of offspring in sheep during the flushing period. To this purpose, forty Romanov sheep 45 (±1 kg) body weight and 3 years of age were allocated into one of four experimental treatments with 10 replicates for 6 weeks: the control (only flushing), and three treatment groups injected intramuscularly with 1, 2, and 4 ml β-carotene + vitamin E in the third week of flushing, respectively. The 4-ml treatment of β-carotene + vitamin E evidently increased the follicle-stimulating hormone level. The 2-ml treatment of β-carotene + vitamin E increased the triglyceride concentration in the serum. Body condition score, offspring number, and biochemical parameters (cholesterol, phosphorus, calcium, magnesium, aspartate aminotransferase, beta hydroxyl butyric acid, total protein, and glucose) were not affected by any levels of β-carotene + vitamin E administration. These findings indicate the positive role of β-carotene + vitamin E administration on pregnancy rate and some blood parameters during flushing.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    First detection of Ehrlichia chaffeensis, Ehrlichia canis, and Anaplasma ovis in Rhipicephalus bursa ticks collected from sheep, Turkey
    (Polska Akad Nauk, Polish Acad Sciences, Univ Warmia & Mazury Olsztyn, 2024) Ayan, Adnan; Çelik, Burçak Aslan; Çelik, Özgür Yaşar; Kılınç, Özlem Orunç; Akyıldız, Gürkan; Yılmaz, Ali Bilgin; İpek, Duygu Neval Sayın
    Anaplasmosis and ehrlichiosis are important tick -borne rickettsial diseases of medical and veterinary importance that cause economic losses in livestock. In this study, the prevalence of Anaplasma ovis, Ehrlichia canis and Ehrlichia chaffeensis was investigated in ticks collected from sheep in various farms in Van province, which is located in the Eastern Anatolian Region of Turkey. The ticks used in this study were collected by random sampling in 26 family farm business in 13 districts of Van province. A total of 688 ticks were collected from 88 sheep and 88 tick pools were created. All ticks identified morphologically as Rhipicephalus bursa. Phylogenetic analysis of Chaperonin and 16S rRNA gene sequences confirmed A. ovis, E. canis and E. chaffeensis in this study. Of the 88 tick pools tested, 28.41% (25/88) were positive for at least one pathogen. Anaplasma DNA was detected in five of the 88 pools (5.68%), E. canis DNA was detected in 19 of the 88 pools (21.59%), and E. chaffeensis DNA was detected in one of the 88 pools (1.14%) of R. bursa ticks. To our knowledge, this is the first report describing the presence of A. ovis, E. canis, and E. chaffeensis in R. bursa ticks collected from sheep in Turkey. Further studies are needed to investigate other co -infections in sheep in Turkey.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Investigation of seroprevalence of toxoplasma gondii in cattle in siirt province in Turkey
    (Agricultural Research Communication Centre, 2018) Çelik, Özgür Yaşar; İpek, Duygu Neval Sayın; Çelik, Burçak Aslan; Irak, Kıvanç; Akgül, Gülşah
    Toxoplasmosis is an important zoonotic disease, which is caused by Toxoplasma gondii and is quite common in the world, found in all mammals including humans, poultry, and reptiles. It has been reported that; adult cattle do not have toxoplasmosis clinically, and it is possible they pass the parasite through the placenta to the fetus, and that some infected animals give birth to aborted or infected calves. This study was conducted to determine T. gondii seroprevalence in cattle of Siirt region in Turkey and seropositivity was determined in blood samples of 300 cattle by using ELISA. Results showed that 53 (18%) of the samples were seropositive, while 247 (82%) of the samples were seronegative. In addition, there was a significant difference between their average age groups.
  • [ X ]
    Öğe
    Kedi ve köpeklerde kardiyovasküler Hastalıkların tanısında Natriüretik peptidler’in önemi
    (2009) İçen, Hasan; Çelik, Özgür Yaşar; Şimşek, Aynur
    Kalp yetmezliği ile ilgili hastalıkların patofizyolojisinin anlaşılması ve sağaltımı hakkında son yıllarda oldukça fazla ilerlemeler kaydedilmiştir. Hastalığın tanısında detaylı fiziksel muayeneler yapılmasına rağmen kedi ve köpeklerde yine de zorluklarla karşılaşılmaktadır. Kalp hastalıklarının klinik tanısında; anamnez, fiziksel muayene, kardiyopulmoner oskültasyon ve göğüs radyografisinden yararlanılmaktadır. Tanıda daha çok anlam ifade eden ekokardiyografi kullanımı ve uygulaması uzmanlık gerektirmekte ve aynı zamanda hayvan sahibine ek bir maliyet yüklemektedir. Bu nedenle serum biyomarkırları kalp hastalıklarının tanısı ve sağaltıma verilen cevabın belirlenmesinde kullanılmaktadır. Natriüretik peptidler kalp hastalıklarının tanısında önemli bir yer tutmaktadırlar. Natriüretik peptidler; natriürezisi, idrar üretimini ve böbrek kan akımını arttırırken, sistemik damar direncini ve kalpte dolum basıncını azaltarak diyastololik fonksiyonu etkilemektedir. Kalp hastalıklarının tanısı belirlemede önemli bir protein olmasından dolayı natriüretik peptidlerin kullanımı gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bu derlemenin amacı; kalp hastalıklarının tanısında natriüretik peptidlerin etkinliğinin irdelenmesi amaçlanmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Prevalence and genotypes of Giardia duodenalis in shelter dogs of Southeastern Türkiye
    (Urmia University - Faculty of Veterinary Medicine, 2023) Çelik, Burçak Aslan; Çelik, Özgür Yaşar; Koçhan, Akın; Ayan, Adnan; Kılınç, Özlem Orunç; Akyıldız, Gürkan; İrak, Kıvanç
    Giardia duodenalis is a protozoan parasite found in humans and several mammals. This parasite spreads worldwide and is generally recognized as a zoonotic agent being reported to be one of the most common causes of diarrhea in humans and animals. In this study, it was aimed to determine the prevalence and genotypes of G. duodenalis in shelter dogs in Diyarbakır province being located in the southeastern Anatolia region of Türkiye. Native-Lugol method and nested polymerase chain reaction analyses of 100 fecal samples showed a prevalence of 3.00 and 4.00%, respectively. The prevalence was higher in females and in those younger than 1 year. Sequence analysis revealed the presence of zoonotic assemblage B, assemblage D and assemblage E. The detection of zoonotic assemblage B in this study suggests that dogs may be a reservoir for human giardiasis. Further molecular research is needed to determine the genotype diversity of Giardia as well as its possible role in the transmission of this parasite to humans.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Veteriner hekimlikte kan transfüzyonu
    (Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2018) Çelik, Özgür Yaşar; İçen, Hasan; Şimşek, Aynur; Koçhan, Akın
    Kan her biri ayrı fonksiyona sahip son derece spesifik yapılardan oluşmuş bir bütün, canlı bir dokudur. Kan ürünleri denilince akla hem kan komponentleri hem de plazma fraksiyon ürünleri gelmelidir. Son 25 yılda veteriner hekimlikte hasta veya yaralı hayvanlara yapılan kan nakli nispeten nadir bir olaydan rutin ve sıklıkla hayat kurtaran bir uygulamaya dönüşmüştür. Her ne kadar komponent tedavisi veteriner hekimlikte henüz yeterince yaygınlaşmamış olsa da son yıllarda kan bileşenleri tedavisi hakkında bilgi yaygınlaştıkça veteriner hekimlerde artık kan nakillerinde sadece tam kan değil kan komponentleri kullanmanın öneminin farkına varmıştır. Veteriner hekimlikte eritrosit replasmanı, hemostatik protein replasmanı, non-hemostatik protein replasmanı ve trombosit replasmanı gereken durumlar için kan transfüzyonu yapılabilir. Transfüzyonda endikasyona göre taze tam kan, saklanmış tam kan, taze donmuş plazma, plazma, kriopresipitat, kriopresipitatdan fakir plazma, trombositten zengin plazma gibi kan komponentleri kullanılabilmektedir.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim