Yazar "Çelenk, Sema" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuklarda Astım Hastalığının Diş Çürüğü Üzerine Etkisi(Mesut TUZLALI, 2019) Çelenk, Sema; Ayna, BuketDünyanın birçok ülkesinde astımlı çocuk nüfusu giderek artan önemli bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. Bu çocuklar çeşitli etkenlere bağlı olarak sosyal, psikolojik, gelişimsel ve çevresel sorunların yanı sıra ağız ve diş hastalıkları gibi sorunları da hastalıkla birlikte yaşarlar. Astımlı çocuklarda beta 2-agonist ve kortikosteroid kullanımına bağlı olarak çürük prevalansında artış görülebilmektedir. Bu durum astımlı çocukların sağlıklı çocuklara oranla daha yüksek oranda çürük oluşumu ile sonuçlanabilir. Astımlı çocuklarda göz ardı edilen ağız ve diş sorunları ile ilgili farkındalık yaratılmalı ve koruyucu diş hekimliği programları yaygınlaştırılmalıdır.Öğe Comparison of antibacterial activity, cytotoxicity, and fluoride release of glass Ionomer restorative dental cements in dentistry(International Scientific Information, 2023) Günay, Ayşe; Çelenk, Sema; Adıgüzel, Özkan; Cangül, Suzan; Özcan, Nida; Çakmakoğlu, Ezgi EroğluBACKGROUND: This study aimed to compare the antibacterial activity, cytotoxicity, and fluoride release of 4 different glass ionomer cements (GIC). MATERIAL AND METHODS: A total of 200 samples were prepared: Riva Silver, a silver-reinforced GIC; Equia Forte HT, a glass hybrid GIC; ChemFil Rock, a zinc-added GIC; and Ketac™ Molar Easymix. Using the agar diffusion test for antibacterial activity, 30 samples from each group were analyzed for Streptococcus mutans, Lactobacillus acidophilus, and Actinomyces naeslundii. The areas around the samples where no bacterial growth occurred were digitally measured and recorded. For cytotoxicity analysis, the WST-1 test was performed on 10 samples from each group using the L929 mouse fibroblast cell line. The fluoride release property was evaluated using an ion-selective electrode method on 10 samples from each group. RESULTS: The group that used Ketac™ Molar Easymix showed the lowest antibacterial activity against S. mutans, L. acidophilus, and A. naeslundii. In all 3 days of cytotoxicity testing, the group that used Riva Silver was found to be the least toxic material, while the group that used ChemFil Rock did not have viable cells after the 1st day. In all 4 materials, fluoride release values gradually increased since the first day, with Ketac™ Molar Easymix having the highest fluoride release. CONCLUSIONS: Of all the GICs tested, Ketac™ Molar Easymix demonstrated the least antibacterial activity despite having the highest fluoride release, while Riva Silver was found to be the least cytotoxic material.Öğe Derleme : Çocuklarda ağız ve diş sağlığının dental anksiyete düzeyleri ile ilişkisinin incelenmesi(Harran University, 2023) Doğan, Şebnem Kol; Çelenk, SemaDüzenli diş hekimi ziyareti sonucu yapılan ağız bakımı, ağız ve diş hastalıklarında erken teşhis ve tedaviyi kolaylaştırır. Düzenli diş hekimi ziyareti yapan hastaların ağız ortamının, yapmayanlara ve sadece ihtiyacı olduğunda diş hekimine gidenlere kıyasla çok daha sağlıklı durumda olduğu gösterilmiştir.Dental anksiyete, hem hasta hem de diş hekimi için zorlayıcı bir durumdur. Hastanın tedaviye karşı olumsuz tutumu, dental işlemlerden kaçınmasına neden olur. Bu da gerekli tedavilerin doğru zamanda ve ideal şekilde yapılmasının önünde önemli bir engeldir. Yaptığımız literatür incelemesi sonucunda dental anksiyete yaşayan çocukların yaşamayanlara oranla ağız ve diş sağlıklarının daha kötü olduğu sonucuna varılmıştır. Dental anksiyetenin önlenmesi için doğru davranış yönlendirme teknikleri uygulamak, hastanın ağız diş sağlığına da olumlu katkı sağlayacaktır.Öğe Endodontik olarak tedavi edilmiş iki dişte fiber kompozit laminate post-core kullanımı:(İki vaka raporu)(2004) Ayna, Emrah; Çelenk, SemaSon yıllarda estetik, esneklik ve yenilenebilme özelliklerinden dolayı geleneksel post materyallere alternatif olarak geliştirilen yapılabilen güçlendirilmiş fiberler rapor edilmiştir. Bu çalışmanın amacı, endodontik olarak tedavi görmüş kron fraktürlü maksiller kesicilerin fiber resin kompozit laminate post-core ile tedavi etmektir.Öğe Evaluating the radiographic results of apexification treatment in children(2022) Harman, Elif Burcu; Çelenk, Sema; Akleyin, Ebru; Polat, YeldaAim: This retrospective study aimed to evaluate the radiographic success of apexification treatments applied with different materials and techniques. Methodology: Periapical radiographs of 224 maxillary incisors in patients between 6 and 12 years of age who had undergone apexification treatment at the Dicle University, Faculty of Dentistry, Department of Pediatric Dentistry were retrospectively examined. Each apex was scored using the periapical index (PAI) on X-rays obtained at 12 months of follow-up after treatment, and the presence or absence of the apical barrier was evaluated. The Kruskal–Wallis H, Mann–Whitney U, and chi-square tests were used for the statistical analysis (p < 0.05). Results: In the maxillary incisors, apexification was most commonly performed on the maxillary right central teeth (74.11%). The cause for this treatment was trauma in 97.77% of the patients. Enlargement in the periodontal space (95.98%), the presence of lesions (60.71%), loss of lamina dura (54.46%), and external resorption (43.75%) were observed. At 12 months of follow-up after treatment, apical closure (87.95%) was observed in all teeth with open apexes, and the ratio of patients with a PAI of < 2 was 89.35% for calcium hydroxide (CH) apexification and 92.73% for mineral trioxide aggregate (MTA) apexification. Conclusion: The radiographic success of apexification treatments with CH and MTA was found to be high in 224 immature upper incisors.Öğe An evaluation of the relationship between dental anxiety and oral health in children based on maternal dental anxiety(Uluslararası Diş Araştırmaları Birliği, 2021) Kol, Şebnem; Çelenk, SemaAim: This study aimed to understand the causes of dental anxiety that prevent optimal treatment in pediatric dental clinics and to examine the relationship between the child's dental anxiety level and the dental anxiety level of his or her parents. It also aimed to understand how the oral health of children whose parents have dental anxiety is affected by their parents’ feelings. Methodology: This study was conducted by evaluating the answers given to the Children’s Fear Survey Schedule-Dental Subscale (CFSS-DS) questionnaire, which was applied to 248 children without mental or developmental retardation who consulted the Dicle University, Faculty of Dentistry between January and October 2020. The Modified Dental Anxiety Scale (MDAS) questionnaire was applied to their parents. In addition, dmft+DMFT scores were determined by performing oral examinations on the children. Results: While a statistically significant relationship was found between the dental anxiety levels of the 248 children included in our study and the dental anxiety levels of their mothers, no significant relationship was found between the dental anxiety levels of their fathers and those of the children. Those children whose mothers had high dental anxiety scores had higher dmft+DMFT scores, compared to others involved in the survey. The dmft+DMFT scores of the children with high dental anxiety were found to be higher than those of other children. Conclusion: Parents, especially mothers, play an important role in the development of children’s dental anxiety. The fact that parents with dental anxiety often avoid taking their children to the dentist prevents necessary treatments from being performed on time and causes the children’s oral health to deteriorate over time. Informing parents about reducing dental anxiety and dentists’ efforts to teach coping strategies can be helpful for minimizing the impact of parents' dental concerns on their children. By increasing mothers’ awareness of oral and dental health, it can be ensured that both they and their children will benefit more from dentistry services.Öğe İki Farklı Işık Cihazı ile Polimerize Edilen Bonding Ajanların Mikrosızıntılarının AutoCAD Programı Kullanılarak Değerlendirilmesi(2023) Günay, Ayşe; Eskibağlar, Mehmet; Cangül, Suzan; Karaağaç Eskibağlar, Büşra; Adıgüzel, Özkan; Çelenk, SemaGiriş ve Amaç: Bu çalışmanın amacı sınıf V kavitelere uygu- lanan üç farklı universal adeziv ajanın, iki farklı LED ışık cihazı ile polimerizasyonları sonucu oluşan mikrosızıntılarının Auto- CAD programı ile değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: 60 adet çekilmiş 3. molar dişin bukkal yüzeylerine sınıf V kaviteler açıldı. Hazırlanan kaviteler; Sing- le Bond Universal, Futurabond U ve Prime&Bond Universal bonding ajanları uygulanmak üzere 3 gruba, her grupta kendi içerisinde LED-B ve Valo LED olmak üzere 2 farklı ışık cihazı kullanılacak şekilde 2 alt gruba ayrıldı (n=10). 24 saat bazik fuksinde bekletilen dişler mesiodistal yönde ikiye ayrıldı ve stereomikroskop altında incelendi. Boya sızmış yüzey ala- nı AutoCAD yazılımı kullanılarak hesaplandı. Veriler Kruskal Wallis ve Mann-Whitney U testleri kullanılarak analiz edildi (p<0.05). Bulgular: Universal adezivlerin mikrosızıntı açısından istatis- tiksel olarak değerlendirilmesinde Single Bond Universal her iki ışık cihazında da en düşük, Futurabond U ise en yüksek sı- zıntı değerini göstermiştir ancak bu istatistiksel olarak anlamlı bulunamamıştır (p>0.05). Işık cihazları mikrosızıntı değerleri açısından kıyaslandığında, 3 bonding ajanda da LED B ışık cihazında Valo LED ile polimerizasyona göre daha az mikro- sızıntı gözlenmiştir. Tartışma ve Sonuç: Kullandığımız universal adezivlerin mik- rosızıntı değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklı- lık olmadığı tespit edilmiştir. Işık kaynaklarının güçlerindeki ve modlarındaki değişiklikler ise mikrosızıntıyı tamamen elimine etmemektedirler.Öğe Maksiller sağ santral dişin kök kanalında yabancı cisim: Bir olgu raporu(Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2021) Polat, Yelda; Çelenk, SemaYabancı cisimler hastalar tarafından kullanılmaktadır ve kök kanalında kırılmasıyla birlikte enfeksiyon odağı olmakta ve ağrıya sebep olmaktadır. Bu olgu sunumunun amacı yabancı cisimlerin kök kanalından uzaklaştırma yöntemi, kök kanalının dolumu ve klinik takip sürecinin anlatılması amaçlanmıştır.11 yaşındaki erkek hasta maksiller sağ santral dişin kök kanalına yabancı cisim kaçması şikayetiyle Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Çocuk Diş Hekimliği kliniğine başvurmuştur. Herhangi tıbbi ve medikal özgeçmişi bulunmayan hastanın yapılan ekstraoral ve intraoral muayenesinde maksiller sağ santral dişte kök kanalıyla ilişkili derin çürük varlığı, perküsyonda ağrı ve periapikal radyografisinde kronik apikal apseyle ilişkili radyoopak, ince ve sivri yabancı cisim varlığı tespit edilmiştir. Yapılan endodontik tedaviler sonucunda yabancı cisim uzaklaştırılmış, apeksogenezisi mevcut çürük varlığından dolayı tamamlanmayan maksiller sağ santral dişin kök kanal dolumu Mineral Trioksit Agregat kullanılarak tamamlanmıştır. Hastamızın klinik takipleri devam etmektedir. Yapılan kanal tedavisi sonrası yabancı cismin uzaklaştırılması ile enfeksiyon odağı ortadan kaldırılmış, kök kanal dolumumun sızdırmazlığı ve periapikal lezyonun iyileşmesi hedeflenmiştir. Hastamızın semptomları ortadan kalkmıştır ve klinik takipleri devam etmektedir.Öğe Microleakage of two different posterior composites and a high-viscosity glass-ionomer cement: An in vitro study(Uluslararası Diş Araştırmaları Birliği, 2022) Çelenk, Sema; Ayna, Buket; Ataş, Osman; Günay, AyşeAim: Using AutoCAD, we examined the microleakage of permanent molars in Class I restorations using a conventional posterior composite resin, a bulk-fill composite resin, and a high-viscosity glass-ionomer cement (HVGIC). Methodology: In total, 33 extracted noncarious third molars were used. Class I cavities were prepared. The teeth were randomly divided into three groups of 11 teeth each, as follows: Group A (Filtek Z550), Group B (Filtek Bulk-Fill Posterior Restorative), and Group C (EQUIA Fil). All specimens were stored for 24 h at 37 °C in distilled water. The teeth were thermocycled 1,000 times between 5 ± 2C and 55 ± 2°C prior to immersion in 0.5% basic fuchsin for 24 h. Two mesiodistal cuts of each tooth were photographed under a stereomicroscope equipped with a digital camera. The dye-infiltrated surface area was measured. Results: Statistical evaluations were performed by one-way analysis of variance [ANOVA]. One-way ANOVA showed no significant difference between the three groups in microleakage (P = 0.07). However, the lowest microleakage ratio was seen in Group C (EQUIA Fil). Similar results were obtained with all tested materials, but the lowest microleakage rate was obtained with EQUIA Fil (Group C). Conclusion: In this study, the tested materials were not completely successful in eliminating microleakage, although the lowest microleakage rate was obtained with EQUIA Fil.Öğe Tamamen intrüze olan maksiller santral diş ile exstruziv lüksasyona uğrayan maksiller santral dişin tedavisi ve klinik takibi: Olgu raporu(Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2020) Polat, Yelda; Çelenk, SemaBu olgu sunumunun amacı dental travmaya bağlı olarak meydana gelen ekstrüziv ve intrüziv lüksasyonlu apical oluşumunu tamamlamamış (immatür) farklı iki dişin Uluslararası Dental Travmatoloji Derneği Rehberlerinin en son güncellenen 2020 kılavuzuna göre düzenlenecek tedavi yaklaşımını sunmaktır.8 yaşındaki erkek hasta ağaçtan düşmeye bağlı travma öyküsü ile en yakın sağlık kuruluşuna başvurmuştur. Dış merkezde yapılan acil müdahaleden bir gün sonra Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalına sevk edilmiştir. Yapılan intraoral muayenede 11 nolu dişin travma şiddetine bağlı olarak tamamen intrüze olduğu, 21 nolu dişte ise ekstruziv lüksasyon meydana geldiği ve bütünlüğü bozulmuş splint varlığı tespit edildi. 21 nolu dişte mobilite, perküsyon hassasiyeti ve periodontal dokularda kanama varlığı tespit edildi. Ekstraoral bölgede laserasyonlar belirlendi. Yapılan radyografik muayenede 11 ve 21 nolu dişlerin kök gelişiminin henüz tamamlanmadığı (immatur) görüldü ve 21 nolu dişe ise repozisyonlandırma yapılmasına karar verildi. Repozisyonlandırma sonrasında periapikal radyografi alınarak dişin aksının doğruluğu kontrol edildi. Hastamıza oral hijyen önerileri tavsiye edildi. 11 nolu intrüziv dişin sürme takibi planlandı. Travmatik dental yaralanma sonrasında çocuk bireylerde iyi bir muayene ve tedavi planlamasının yapılması gerekmektedir. Pediatrik dental travma olgularında uygun tanı ve tedavi sürecinin yönetilebilmesi için de güncel rehberler takip edilmelidir. Vakamızın rutin klinik ve radyolojik takipleri devam etmektedir.Öğe THE DECORONATION TECHNIQUE IN THE TREATMENT OF ANKYLOSIS(Mesut TUZLALI, 2019) Ayna, Buket; Çelenk, SemaAvulsion is one of the most severe type of dental injuries in permanent teeth. The time of replantation is main determinant of the treatment prognosis. When the periodontal ligament is damaged in the permanent teeth after trauma, the repair process may result in ankylosis. Ankylosis interferes with the vertical growth of the alveolar process, which can lead to an open bite, an unesthetic smile, infraocclusion of anklosed tooth, tilting of the adjacent teeth, elongation of antagonist teeth, and occlusal disharmony. Removal of an ankylosed tooth may be difficult and traumatic leading to esthetic and functional problems for young patients. Recently a treatment option for ankylosed teeth named ‘decoronation’ has gained interest. In this article, in terms of prosthetic rehabilitation which can be done later, recent literature on decoronation demonstrating its importance and clinical benefits has been reviewed.Öğe YENİ NESİL DENTAL YAŞ TAYİNİ YÖNTEMLERİNE GÜNCEL BİR BAKIŞ: BİR DERLEME(Harran University, 2023) Polat, Yelda; Çelenk, SemaAdli diş hekimliğinde, dental bulgular yaş ve cinsiyetin belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Dişler, anatomik yapıları ve sağlamlıkları nedeniyle, mekanik, kimyasal ve fiziksel etkilere maruz kalmalarına rağmen kimlik tespitinde kritik bir işleve sahiptirler. Ancak, tahmini dental yaş belirleme yöntemlerinin çoğu genellikle invaziv, maliyetli ve mevcut dişin ekstraksiyonunu gerektiren prosedürlerdir. Ek olarak, 2 boyutlu görüntülemelerde oluşan distorsiyon ve magnifikasyon gibi durumlarda yanlış değerlendirmeler yapılabilmektedir. Son dönemde, özellikle Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografi (KIBT), Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve mikro-BT gibi üç boyutlu görüntüleme teknolojileri, dişin ve pulpanın hacimsel verisi ile yaş arasındaki potansiyel ilişkiyi incelemek için kullanılmaktadır. KIBT, araştırmacıların pulpa değişikliklerini kapsamlı bir şekilde değerlendirmelerine ve kronolojik yaş ile pulpa hacmi arasındaki ilişkinin açıklanmasına imkan sağlamaktadır. KIBT ile elde edilen 3 boyutlu görüntülerde, dişin ve pulpanın hacimsel ölçümlerinin objektif olarak değerlendirilmesiyle birlikte tahmini dental yaş kriteri olarak kullanılabilmektedir. Bu derleme, yaş tahmini için en güvenilir, kullanışlı ve doğru yöntemlerin tespit edilmesini, uygulanabilirliklerinin araştırılmasını ve özetlenmesini güncel veriler ve yöntemler doğrultusunda açıklanmasını hedeflemektedir.