ART (travma oluşturmayan dolgu işlemi)'nin Diyarbakır kırsal bölgesinde koruyucu bir önlem olarak değerlendirilmesi
Citation
Bolgül, B. S. (2001). ART (travma oluşturmayan dolgu işlemi)'nin Diyarbakır kırsal bölgesinde koruyucu bir önlem olarak değerlendirilmesi. Doktora tezi, Dicle Üniversitesi, Diyarbakır.Abstract
Çiğneme fonksiyonunun azalmasıyla beraber beslenme bozukluklarına yol açan diş kaybı, sosyo-ekonomisi düşük toplumda önemli bir problemdir. Bu nedenle, daha çok ekonomik problemlerden dolayı, tedavi imkanı olmayan alanlarda yaşayanlar için bir teknik geliştirilmiş ve "Travma Oluşturmayan Restoratif Tedavi"(ART) olarak adlandırılmıştır. Bu teknikte diş çürüğü, elektrikli bir ekipman kullanılmaksızın yalnızca el aletleri ile temizlenmekte ve adheziv bir dolgu materyali ile restore edilmektedir. Bu çalışmanın amacı; ART'nin, köy ortamında yaşayan çocuklarda, plak pH'sı ve tükürük bakterilerinin (MS/LB) miktarları üzerindeki etkisini ve l yıl sonunda da çürük indeksindeki aktivitesine bakılarak koruyucu bir önlem olarak etkinliğini değerlendirmekti. Çalışma, Diyarbakır'ın bir köyünün iki ayrı ilkokulunda gerçekleştirildi. Rasgele 3 5 'er kişiden oluşan bir çalışma ve bir de kontrol grubu oluşturuldu. 1 yıl süren çalışmada, ilk gün; her iki gruptaki bireylerin çürük indeksleri hesaplanarak, plak pH'sı ölçümleri ve dip-slide yöntemi ile tükürük MS/LB seviyeleri belirlendi. Aynı gün, kontrol grubundaki bireylerin çürükleri olduğu gibi bırakılarak, çalışma grubundaki bireylerin hem mevcut çürüklerinin restorasyonlarında hem de çürüğe yatkın dişlerin sealentlanması işleminde bir cam iyonomer siman materyali (Argion) kullanıldı. Çalışmanın 90. ve 180. günlerinde her iki grupta da, plak pH'sı ölçümü ve tükürük MS/LB seviyelerinin belirlenmesi işlemi tekrarlandı. 360. günde ise, hem çalışma hem de kontrol grubunun çürük indeksleri çıkarılarak, plak pH'sı ve tükürük MS/LB ölçümleri tekrar hesaplandı. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre, çalışma grubundaki plak pH'sı ölçümlerinin ve tükürük MS/LB seviyelerinin, zaman içerisindeki değişikliği istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Cam iyonomer simanla 68dolgu ve sealent yapılan çalışma grubunun, dolgu yapılmadan önceki çürük sayısı ile dolgu yapıldıktan 360 gün sonraki mevcut çürük sayıları arasındaki fark da istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Sonuç olarak; cam iyonomer simanın ART tekniğinde tercih edilmesiyle beraber, ART'nin, özellikle oral sağlık programlarından yoksun bölgelerdeki kişilerde, diş çürüğünü kontrol etmek açısından yeterli olabileceği düşünülebilir. Ancak bu konuda daha uzun süreli ve ayrıntılı çalışmaların yapılması gerekmektedir. Tooth loss leading to nutritional disorders due to decrease in mastication function is an important health problem in socio-economically backward societies. Therefore, a technique was developed for those living in areas where treatment opportunities are unavailable due to rather economic matters, and called as "ART''(Atraumatic Restorative Treatment). In this technique, dental caries are cleaned by only hand instruments i.e. without using any electrical equipment, and restored with an adhesive filling material. The aim of this study is to evaluate, in the children growing in rural areas, the plaque pH of ART and its effect on the amount of salivary bacteria (MS/LB) as well as its efficiency as a preventive measure by looking its activity in the caries index at the end of 1 year. The study was carried out in two separate primary schools in a village 10 km away from Diyarbakır. A study and a control group was formed, each consisting of 35 persons. In the study that continued for 1 year, caries index of individuals in both groups were calculated on the first day, their plaque pH were measured and salivary MS/LB levels were determined by "Dip-Slide" method. On the same day, the caries of individuals in the control group were left as they were, and a glass ionomer cement material (Argion) was used both in the existing caries restorations of individuals in the study group and in the sealent procedure of teeth liable to caries. On days 90 and 180, the measurement of pique pH and determination of salivary MS/LB levels were repeated for each group. On day 360, however, caries index both in study and control group were found, and the plaque pH and salivary MS/LB measurements were performed again. According to the findings obtained from the study, the alterations in 70plaque pH measurements and salivary MS/LB levels in time were found to be statistically significant. The difference between caries number before performing filling in the study group in which the filling and sealent were made by glass- ionomer cement, and the existent caries number 360 days following the filling was also found to be statistically significant. As a result, by preferring glss-ionomer cement in the ART technique, the ART can be considered to be adequateto control dental caries in those people living in the areas deprived of particularly oral health programs. More detailed and long-term studies are needed to be carried out on this matter.