Ermeni meselesi bağlamında Süleyman Nazif
Citation
Bozan, O. (2016). Ermeni meselesi bağlamında Süleyman Nazif. Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 8(15), 153-168.Abstract
Osmanlı Devleti’nin son dönem devlet adamlarından ve aydınlarından birisi olan Süleyman Nazif, Ermeni meselesi gibi önemli toplumsal hadiselere duyarlılık göstermiş ve bu konuda etkin mücadele vermiştir. Diyarbakır’ın saygın ailelerinden birisine mensup olan Süleyman Nazif, 1895 yılında Diyarbakır’da meydana gelen Ermeni olaylarını araştırmak amacıyla oluşturulan Tahkikat Komisyonu’nda görevlendirilmiştir. Bu dönemde Diyarbakır’ın da içerisinde bulunduğu Vilâyât-ı Sitte’de bir Ermeni devletinin kurulması fikrine karşı kalemi ve sözleriyle mücadele etmiştir. Mütareke döneminde ise başyazarlığını yaptığı Hadisat gazetesindeki yazılarıyla, I. Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin tehciri üzerinden yürütülen tartışmalara katılmıştır. Süleyman Nazif, I. Dünya Savaşı esnasında Osmanlı Devleti’nin Ermenilere soykırım uygulamadığını, yapılan tehcirin ise zaruretten kaynaklandığını, bunun da en iyi şekilde uygulanmaya çalışıldığını belirtmiştir. Tehcir sırasında görevini suiistimal eden kişilerin tutumunun ise devlete mal edilmemesi gerektiğini belirterek, bu durumunun bireysel bir hareket olduğunu vurgulamıştır. Süleyman Nazif, one of the intellectuals and statesmen in the late period of Ottoman State, showed
awareness to important social events such as Armenian Question and struggled for it actively. Nazif, who
belongs to one of the prestigious families of Diyarbekir, was charged in The Commission of Inquiry, which
was formed in order to investigate Armenian Events occurring in Diyarbekir 1895. In that period, he fought
against the idea of founding an Armenian State in Six Provinces (Vilâyât-ı Sitte) in which Diyarbekir is with
his “pen” through his writings and remarks. During warfare, with his writings on “Hadisat” where he worked
as an editorial writer, he joined the arguments on forced migration. He stated that Ottoman State hadn’t
committed genocide on Armenians and the migration had stemmed from a “must”. This necessity was put into practice as well as possible. The attitudes of those who misconduct in this period should not be attributed to the Ottoman State and emphasized that this situation was an individual initiative.
Volume
8Issue
15URI
https://hdl.handle.net/11468/4978http://www.e-dusbed.com/Dusbed/ArchiveIssues/PDF/dd61ea48-6868-e711-80f0-00224d68272d
https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TWpNNU1EUXdNQT09