Din eğitimi açısından dinî bilgi ve davranış arasındaki ilişki
Citation
İlhan, A. (2024). Din eğitimi açısından dinî bilgi ve davranış arasındaki ilişki. Yayımlanmamış doktora tezi, Dicle Üniversitesi, Diyarbakır.Abstract
Bilgi, süje ile obje arasındaki ilişkiden meydana gelen bir ürün olarak tanımlansa da farklı alanlardaki etkinliğinden dolayı farklı disiplinler içerisinde farklı boyutları ile ele alınmıştır. Pozitif bilimlerde bilimsel bilgi, felsefede felsefi bilgi, gündelik hayat içerisinde yer alan gündelik bilgi gibi türler arasında dinî bilgi farklı bir etki alanına sahip özel bir bilgi türü olarak kabul edilmiştir. Gerek kaynağı gerekse yaptırım gücü ile diğer bilgi türlerinden ayrılmaktadır. Kendisine ait farklı özellikleri taşıması, dinî davranış meydan getirme olasılığını artırmakla beraber bu işleyişin çok basit olmadığı aksine birçok şarta bağlı olduğu da ifade edilebilir. Davranışlar; uyarıcı, tepki ve organizmanın iç yaşantılarından oluşan üçlü bir süreç sonunda meydana gelirler. Her davranış aynı zamanda bir öğrenmedir. Öğrenmeler dışarıdan gözlenebilen ve gözlenemeyen öğrenmeler şeklinde ikiye ayrılır. Bazı öğrenmeler ölçülebilen davranışlar olarak dışarıya yansırken, bazı öğrenmeler bilişsel ve duyuşsal (duygusal) alanda doğrudan ölçülemeyen davranışlar meydana getirirler. Dinî bilgi bir boyutu ile amele diğer bir boyutu ile inanca taalluk etmektedir. İnanca taalluk eden boyutunun davranış üzerinde katmanlı bir etkiye sahip olduğu ifade edilebilir. Bu ikinci boyutun doğrudan gözlemlenememesi yaptığı etkinin çerçevesini çizmeyi güçleştirmektedir. Davranışın oluşum sürecinde, uyarıcının yani bilginin yaptığı etki tanımlanabilir bir etki iken, insanın iç yaşantılarının sebep olduğu etki daha karmaşık bir özellik taşımaktadır. Organizmanın iç yaşantıları aracılığı ile güdülenmesi ve güçlü bir inanca sahip olması, onun vereceği tepkiyi yani davranışı büyük oranda şekillendirmektedir. Aynı şekilde gelen bilginin niteliği ile organizmanın sahip olduğu inancın paralel olması, davranışın üzerinde olumlu yönde etki yapmaktadır. Kişi hangi inanca sahipse o inanca mutabık bilgileri öğrendiğinde o bilgiler hem bir anlam kazanır hem de davranışa yönelik motivasyonu artırmış olur. İçten gelen iman saiki ve buna bağlı olarak bilginin kutsal kabul edilmesi müminin davranış geliştirmesinde iki önemli faktör olmaktadır. Bu sebeple dinî bilgi dindar olmayan bir insan için bir anlam ifade etmezken, aynı şekilde seküler bilgi de dindar bir kişi için çoğu zaman bir anlam ifade etmeyebilir. İnsan davranışlarının temelinde bir başka faktörde toplumsal olarak nesilden nesile tevarüs eden bir kısım ahlakî değerlerdir. Farkında olunmadan taşınan ahlakî değerler sonradan öğrenilecek davranışlar üzerinde olumlu ya da olumsuz bir etkiye sahip olabilirler. Dinî veya ahlakî bilgi, önceden öğrenilmiş davranış ile paralellik arz ediyorsa öğrenme hızlı ve etkin olacaktır. Aksi takdirde kutsal bir otorite dayanmış olsa bile dinî bilgi istenen davranışı meydana getiremeyecektir. Dinî bilginin öğrenilmesi kişide her zaman bir davranış meydana getirmemektedir. Söz konusu dinî bilgi tebliğ muhtevalı bir öğretim sürecinin yanı sıra uzun aşamalı, bilişsel ve duyuşsal alanı da kapsayan etkin bir eğitim sürecine de konu olmalıdır. Information has been discussed with different dimensions in different disciplines due to its effectiveness in various disciplines, although it is described as a product resulting from the relationship between the subject and the object. Among types such as scientific knowledge in positive sciences, philosophical knowledge in philosophy, and everyday knowledge in daily life, religious knowledge has been regarded as a unique type of knowledge with a different domain. It distinguishes itself from other types of knowledge both in terms of its source and sanctioning power. Despite having its distinct features increases the possibility of generating religious behavior, it can also be said that this process is not very simple, on the contrary, it depends on many conditions. Behaviors occur as a result of a triple process consisting of stimulus, reaction, and the internal experiences of the organism. Every behavior is also a learning. The learning process is classified into two categories: learning that can be observed externally and learning that cannot be observed. While some learnings are reflected externally as measurable behaviors, some learnings create behaviors that cannot be directly measured in the cognitive and affective (emotional) areas. Religious knowledge pertains to action on one dimension and belief on another. It can be stated that the dimension related to belief has a layered effect on behavior. The fact that this second dimension is not directly observed makes it challenging to outline its impact. In the process of behavior formation, while the effect of the stimulus, i.e., knowledge, can be defined as a definable effect, the effect caused by the individual's internal experiences is more complex. The organism's motivation through its inner experiences and strong beliefs largely shapes its response, that is, its behavior. Likewise, the parallelism between the quality of the incoming information and the belief held by the organism affects behavior positively. When a person learns information that is consistent with their belief, those pieces of information not only gain meaning but also increase motivation toward behavior. The inner motivation of faith and the acceptance of knowledge as sacred are two crucial factors in the believer's development of behavior. While religious knowledge does not mean anything to a non-religious person, secular knowledge often does not mean anything to a devout. Another factor underlying human behavior is some moral values that are socially inherited from generation to generation. Moral values carried out without awareness may affect the behaviors to be learned later positively or negatively. If religious or moral knowledge parallels previously learned behavior, learning will be rapid and effective. Otherwise, even if it is based on divine authority, religious knowledge will not be able to bring about the desired behavior. Teaching religious knowledge does not always lead to behavior in the organism. The said religious knowledge should be the subject of an educational process that includes not only a teaching process containing preaching content but also a gradual, cognitive, and affective domain.