Gebelik komplikasyonlarına bağlı akut böbrek yetmezliğinde kısa ve uzun dönem izlem sonuçlarımız
Abstract
Giriş: Gebelik ve böbrek hastalığının birlikte bulunması gerek anne ve gerekse fötus için ciddi bir risk faktörüdür; bu risk hekimleri gebeliği sonlandırmaya veya gebeliği önlemeye yöneltmektedir fakat bu çok karamsar bir yaklaşımdır. Biz bu çalışmamızda yüksek maternal-fetal morbidite ve mortalite oranına sahip obstetrik nedenli ABY'li hastalarımızın etyolojik, klinik, biokimyasal parametreleri ve 6 ay sonraki rezidüel böbrek fonksiyonlarını araştırarak literatür verileriyle karşılaştırdık. Gereç ve yöntem: Çalışmada kadın Doğum kliniğinde ocak 2006- Ağustos 2007 tarihleri arasında gebelik süresince, abortus, doğumda veya doğumdan sonraki ilk hafta içerisinde ABY tanısı konulan 50 hasta (yaş ortalaması 32,4 ± 5,7 yıl) prospektif olarak incelendi. ABY tanısı için oligoüri veya anüri+ kreatinin klirensi<20ml/dk+serum kreatinin düzeyi 2 >mg/dlt parametreleri kabul edildi. Daha önce KBY tanısı almış hastalar çalışmaya alınmadı. Bulgular: Çalışmamızdaki ABY'li 50 olgunun %50 `sini preeklampsi-HELLP (PH); %12'sini eklampsi-HELLP (EH); %6'sını preeklampsi; %18'ini enfeksiyon; %8'ini kanama; %4'ünü AFLP ve %2'sini TTP oluşturmakta idi. ABY'li olgularımızın %12'sinde anne ölümü oldu. Maternal komplikasyonlar açısından olgular inclenediğinde hastaların; %10'unda DİC; %22'sinde plasenta dekolmanı; %4'ünde intraserebral hemoraji ve %18'inde solunum yetmezliği gelişti ayrıca hastaların %72'sinde kan ve kan ürünleri transfüzyonu; %18'inde ise mekanik ventilasyon ihtiyacı oldu. Bilinen komplikasyonların dışında 1 hastamızda deliryum ve 1 hastamızda da koroner arter diseksiyonu gelişti. Perinatal morbidite ve mortalite açısından bakıldığında; intrauterin ölüm oranı %32, abortus %12, prematürite %6 olarak bulundu, yaşayan bebek sayısı prematür bebekler dahil %56 idi. Takiplerimizde 4 hastanın 3'ü orta derecede KBY, 1'i ise SDBY kabul edildi ve hemodializ programına alındı. Ayrıca 2 hastamızda hipertansiyonun normale gelmediği görüldü ve antihipertansif tedaviye başlanıldı. Sonuç: Hasta populasyonumuzda obstetrik nedenli ABY gerek maternal gerekse fetal mortalite ve morbidite oranları dikkate alındığında önemini korumaktadır. Hasta populasyonumuzun sosyo-ekonomik düzeyi dikkate alınarak koruyucu hekimlik hizmetlerinin artırılması, tam donanımlı prenatal-antenatal bakım ünitelerinin sayısının artırılması gerekmektedir. Anahtar kelimeler: Obstetrik, akut böbrek yetmezliği, preeklampsi, hellp Introduction: The co-existance of pregnancy and renal disease is a serious risk factor either for the mother and the fetus. This risk leads the doctors to stop or prevent the pregnancy but this is a very pessimistic approach. In this study we investigated the etiological, clinical and bio-chemistrical parameters and the residual renal functions after 6 months of our patients with high maternal-fetal morbidity and mortality ratios due to obstetrical acute renal failure and compared the results with the literature. Material and Method: In the study, 50 patients (32.4+5.7 years old) from the gynecology clinic, who diagnosed acute renal failure between January 2006 and August 2007 in their pregnancy, postabortal, and postpartum period were investigated prospectively. the following criteria was used for the diagnose of acute renal failure: oliguria or anuria + creatinine clearance <20 ml/min+ plasma creatinine >2mg/dlt. The patients who diagnosed chronic renal failure previously were not included to the study. Results: The 50 % of patients was with preeclampsia-HELLP (PH), 12% eclampsia-HELLP (EH), 6% preeclampsia, 18% infection, 8% hemorrhage, 4% AFLP and 2% TTP. Maternal death rate was 12%. The maternal complications were as followed: 10% DIC, 22% ablasio placenta, 4% intracerebral hemorrhage and 18% respiratory distress. Also we needed to transfused blood or blood products in 72% of the patients, and 18% of them needed mechanic ventilation. Besides the common complications, delirium was diagnosed in one patient and coronary artery dissection was occurred in another one. From the point of view of perinatal morbidity and mortality: the intrauterine death rate was 32%, abortus was 12%, prematurity was 6% and the ratio of babies who survived was 56% including the premature ones. In our follow up, 4 patients remained with chronic renal failure, one undergo the maintenance hemodialysis and 3 of them survived as moderate chronic kidney disease. On the other hand blood pressure did not normalized and anti-hypertensive treatment needed for 2 patients. Conclusion: Obstetrical acute renal failure is maintaining its importance in our study population, because of the fetal or maternal mortality and morbidity rates. We must increase the number of preventive medicine measures and the number of prenatal-antenatal care units in consideration of socioeconomic state of our study population. Key words: Obstetric, acute renal failure, pre-eclampsia, HELLP
Collections
- Tıp Fakültesi Tezler [2253]