Posterior tek diş eksikliğinde modifiye inley tutuculu adeziv köprülerin klinik uygulaması : Dört yıllık klinik çalışma
Abstract
Eksik dişlerin tamamlanmasında kullanılan kron-köprü restorasyonlarında komşu dişlerin mine ve dentin dokularından yapılan madde kaybı, dişlerin yapısal bütünlüğünün korunması ilkesine ters düşmektedir. İstenmeyen bu kayıpları önlemek amacıyla daha konservatif yöntemler bulma arayışı içine girilmiştir. Bu arayış , dişlerin yapısal bütünlüğünü daha az tehdit edecek preparasyonlar geliştirilmesini sağlamıştır .Adeziv köprüler, ön ve arka grup diş eksikliği rehabilitasyonunda konservatif bir yaklaşımla destek ve yumuşak dokuların sağlığı ve uyumlu ilişkisini devam ettiren kalıcı bir sabit protez tipi olarak kabul görmektedir. Bu çalışmada toplam 54 hastaya iki farklı materyal kullanarak 64 adet modifiye inley tutuculu adeziv köprü uygulandı. Alt yapı materyali olarak metal destekli seramik (52 adet) ve fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin kullanıldı. Periodontal dokuların sağlığını grafi ve periodontal indeksler yardımıyla ilk 6 ay ve simantasyondan itibaren birer yıl arayla yapılan kontrollerde belirlendi. Ayrıca modifiye United States Public Health Service (USPHS) kriterleri kullanılarak destek dişler ve kompozit rezin gövdeler kontrol edildi. Yapılan kontroller sonucunda elde edilen veriler başlangıç ve bitiş değerleri olmak üzere eğerlendirildi. Periodontal indeksler ve dişeti cebi derinliği ölçümleri ikili karşılaştırma testi (student t) kullanılarak istatistiksel olarak değerlendirildiğinde; Silness-Löe plak indeksi ve dişeti oluğu kanama indeksi başlangıç ve bitiş değerleri arasındaki fark anlamlı bulunurken, dişeti cebi derinliği ölçümlerindeki fark anlamlı bulunmamıştır. Modifiye USPHS kriterlerine göre yapılan değerlendirme sonucunda, son kontrollerde A (ideal) değerinin görülme yüzdeleri ; retansiyonda %96.09, renk uygunluğunda %60.93, marjinal renklenmede %40.62, anatomik formda %93.75 ve marjinal adaptasyonda %96.09 olarak bulundu. Sekonder çürük sadece bir hastada görüldü ve A ( ideal ) değerinin görülme yüzdesi %99.21 olarak bulundu. Fiberle güçlendirilmiş gövdelerdeki kırılma ise iki köprüde oluştu ve A ( ideal ) değerinin görülme yüzdesi %75 olarak bulundu. Fiberle güçlendirilmiş köprülerde A ( ideal ) değeri yüzey düzgünlüğünde %83.33 , renk uygunluğunda ise % 75 olarak tesbit edildi. 11 Adeziv köprülerin ağızda kalma süreleri kullanılan materyale, cinsiyete ve eksik dişlerin lokalizasyonlarına göre Kaplan-Meiers testi kullanılarak değerlendirildi. Bu sonuçlar arasındaki farkın anlamlı olup olmadığını belirlemek için de Breslow (genelleştirilmiş wilcoxon ) testi kullanıldı. Bu test sonuçlarına göre ; metal destekli seramik köprüler kompozit rezin köprülere oranla daha başarılı bulunurken, cinsiyetin ve eksik diş lokalizasyonunun başarıya etkisinin anlamlı olmadığı gözlenmiştir. Adeziv köprülerin ağızda kalma oranı ortalama 30.01 ay olarak bulunurken, adeziv köprünün desimante olması veya gövdenin kırılması başarısızlık olarak kabul edildiğinde adeziv köprülerin başarı oranı %92,18 (59 adet) , desimantasyon oranı %4,68 (3 adet) , kırılma oranı %3,1 (2adet) olarak belirlenmiştir. Desimante olan köprüler tekrar simante edildikten sonra fonksiyonel ağızda kalma süresi ise %96.87 olmuştur. Anahtar kelimeler :Modifiye inley , adeziv köprü, posterior tek diş eksikliği Treatment with conventional fixed partial dentures will always cause a reduction of healthy dental tissue on the abutment teeth. The unwilling sacrifice of healthy tissue had led scientists to investigate for conservative methods for the treatment of missing teeth. These investigations had brought the invention of the adhesive fixed partial dentures - minimally invasive restorations, especially for single missing tooth in the anterior or posterior region. Fifty-four patients were included in the study. Sixty-four modified inlay retained adhesive dentures were applied altogether. Fifty-two of the dentures were made of porcelain fused on a metal framework, for the rest 12, fiber reinforced composite resin was used. Periodontal health of the abutment teeth was followed-up 6 months after the treatment and regularly, every 1-year after the treatment with an aid of periapical radiographs and periodontal indexes. Modified US Public Health Service (USPHS) criterion was used to evaluate the resin pontics and the health condition of the abutment teeth. At the end of the study the collected data was evaluated distinct from one another for the end of the follow-up and before the treatment. Periodontal index results and gingival pocket depths were compared with a Student’s t test statistically. The data for Silness-Löe Plaque Index and Sulcus Bleeding Index was found statistically different for the before treatment and after follow-up period. Gingival depth measurement results were statistically indifferent. According to the evaluation made using the Modified USPHS criterion, after the follow-up period the “A” quantity (set as ideal) was; 96.09% for retention, 60.93% for color stability, 40.62% for the coloring of the cavity margins, 93.75% for anatomic form, 96.09% for marginal adaptation. Secondery caries was detected only in one denture and the “A” quantity was calculated as 99.21%. Two failiers occured with fiber reinforced dentures and 75% were found as ideal for the fracture of the fiber reinforced pontics. No decementation was detected for the fiber reinforced dentures while the “A” quantity in this group for the unaltered surface smoothness was 83.33%, and 75% for color matching. The time until failure occurred was evaluated from, type of the denture, localization of missing tooth and the sex of the patient, point of view using Kaplan-Meiers test. The difference between the results of the Kaplan-Meiers test was statistically evaluated using the Breslow test. According to these evaluations porcelain-fused-to-metal dentures were found more reliable than fiber reinforced composite resin dentures. The sex of the patient and the localization of the missing tooth were statistically indifferent for the success of the treatment. The average time until the failure occurred for the adhesive inlay retained fixed partial dentures was measured as 30.01 months. Since the decementation of a denture and the fracture of the pontic of a denture were accepted as failure, the success rate was calculated as high as 92.18% (59 dentures). The decementation rate was 4.68% (3 dentures) and the fracture rate was 3.1% (2 dentures). Considering recementing the decemented dentures the functional success rate was calculated as 96.87%. Key Words: Modified inlay, adhesive denture, posterior single missing tooth