İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE ‘ÖTEKİ’ İLE İLİŞKİLERİN SOSYOLOJİSİ
Abstract
İlahiyat Fakülteleri, yüksek din öğretiminin yapıldığı üniversite kurumlarıdır. Bu kurumlardaki akademisyenler kabaca iki temel din anlayışına sahiptirler. Bunlar, geleneksel İslam anlayışını benimseyen gelenekçiler ile bu anlayışa eleştirel yaklaşan yenilikçilerdir. İlahiyat Fakültelerinde genel olarak Ehl-i Sünnet?in İslam anlayışı hakimdir. Bu anlayışa köklü eleştiriler yönelten yenilikçiler azınlık konumundadırlar. Ehl-i Sünnet düşüncesinin temel kabüllerine aykırı düşünceler ortaya koyan yenilikçiler çeşitli gerginliklerin odağı haline gelmektedirler. Bu makale İlahiyat Fakültelerindeki gelenekçiler ve yenilikçilerin „öteki? olarak gördükleri din söylemlerini temsil eden akademisyenlere yönelik tutum ve davranışlarını konu edinmiştir. Makalenin verileri, Türkiye?nin farklı bölgelerindeki İlahiyat Fakültelerindeki yenilikçi ve gelenekçi akademisyenlerden 49 kişi ile yapılan görüşmeler ile elde edilmiştir. İlahiyat Fakültelerinde, söylem düzeyinde düşünsel çoğulculuk hem gelenekçiler hem de yenilikçiler tarafından bir değer olarak kabul edilmektedir. Ancak pratikte, düşünsel çoğulculuk ciddi problemler ile karşı karşıyadır. Gelenekçilerin bir kısmı, yenilikçilerin bazı düşüncelerini açıkça İslam?a saldırı olarak görmektedirler ve bu konuda ciddi bir tehditalgısına sahiptirler. Bu kimseler, yenilikçilere karşı ötekileştirici tutum sergilemektedirler. Gelenekçilerin ötekileştirme davranışları çoğunlukla damgalama, ayrımcılık, mobbing ve yalnızlaştırma şeklinde pratize olmaktadır. Yenilikçilerde düşünsel çoğulculuğu benimseme eğilimleri daha fazladır. Bununla birlikte, yenilikçiler arasında, gelenekçileri ötekileştiren söylem ve pratikler de vardır. Bu kimselerde, gelenekçilere yönelik bir radikalizm endişesi mevcuttur.