UZUN MANZUMELERİ IŞIĞINDA CEM SULTAN’IN RUH ÂLEMİNE BAKIŞ
Abstract
Edebi eserler, sanatçıların düşünce dünyalarını ve ruh âlemlerini yansıtan imgelerle yüklüdür. Sanatçıların iç âlemlerindeki heyecan, coşku, kargaşa ve hüzün gibi ruh hâllerini, ortaya koydukları edebi eserlerde görmek mümkündür. Bu durum, diğer edebi eserlerde olduğu gibi klasik Türk edebiyatı metinleri için de geçerlidir. Acı dolu yaşam hikâyesiyle 15. yüzyılın ilgi çekici şairleri arasında yer alan Cem Sultan, iç âlemini şiire yansıtan şairlerden biridir. İhtişamlı bir şehzadelik sürecinin ardından ağabeyi Bayezid'le taht mücadelesine giren Cem, bu mücadeleden yenik olarak çıkar. Bayezid'den kaçan şair, hayatını kurtarmak için maiyetiyle beraber Rodos şövalyelerine sığınır. İstediği zaman Rodos'tan ayrılmayı planlayan Cem, bu konuda şövalyelerle anlaşma imzalar. Cem'i Rodos'a götüren şövalyeler, anlaşmayı hiçe sayarak onu Bayezid'den para koparmak, tehdit etmek ve durdurmak için bir koz olarak kullanırlar. Rodos, Fransa ve Roma üçgeninde uzun yıllar esaret hayatı yaşayan şairin bu dönem şiirlerinde, hayatından bazı kesitlerin yanı sıra yaşadığı ruh hallerinin de şiirine yansıdığı görülür. İsyandan tevekküle doğru seyreden ruhî bir atmosfer içerisinde olan şair, bu süreçte yaşadığı karmaşık ruh hallerini şiirlerine yansıtır. Yaşadıklarını kabullenemediği için isyankâr bir tavır takınan şair, bir yandan güçlü görünme mücadelesi verirken bir yandan da yenilgiden kaynaklı derin ızdıraplarını okuyucuya açar. Acı, üzüntü, özlem ve pişmanlık içerisinde olan şair, yaşadığı ruh depremleriyle Allah'la olan irtibatını daha da kuvvetlendirir