ALİ EMİRÎ’NİN “ÂYİNE-İ DÜNY” REDİFLİ GAZELİNE İSLAM ESTETİĞİ AÇISINDAN BAKIŞ
Abstract
Ali Emirî , Osmanlı devletinin son dönem kültür, sanat ve edebiyat hayatına mührünü vurmuş çok yönlü kişiliği olan önemli bir şahsiyettir. Emirî; şair, yazar, kütüphaneci, tarih ve edebiyat tarihi araştırmacısı gibi sıfatlarla tavsif edilen bir isimdir. Manzum ve mensur kaleme aldığı birçok eser, yaptığı araştırmalar ve derlediği kaynaklarla edebiyatımıza ve edebiyat tarihimize büyük hizmetlerde bulunan şair, klasik geleneğe bağlı kalarak kendi divanını da tertip etmiştir. Klasik şiirin hazan mevsiminde yetişen Ali Emirî, şiirlerini klasik şiir estetiği kaidelerine bağlı kalarak yazar. Kendi bireysel düşünce ve duygulanımlarını dile getirmekten ziyade duygu ve düşüncelerini klasik şiir estetiğiyle mezceden bir şair olarak karşımıza çıkar. Şiirlerini İslamın dünya görüşü, hakikat telakkisi ve varlık anlayışına göre şekillendiren şair, varlık âlemine kendi başına bir vücut atfetmez. Dış gerçekten ziyade eşyanın maddi gözle görülmeyen, ancak kalp gözüyle bakıldığında kavranabilen iç yüzünü görmeye çalışır. Görünür âlemdeki çokluk üzerinde durmayan şair, bu çokluğun bir olan yaratıcının muhtelif tecellilerinden ibaret olduğunu vurgular. Okuyucuyu, varlıklardaki düzenli ve hikmetli yaradılış üzerine düşündürmek ister. Eşyanın yaradılışındaki bütün mükemmelliğe rağmen geçici oluşuna dikkat çeker, böylece geçici olan bu âlemin ardındaki mutlak güzellik, ilim, hikmet ve kudret sahibi yaratıcıyı düşündürür. Eşyayı onun güzeller güzeli yaratıcısından dolayı güzel bulan şair, fenomenlerin ardındaki ilahi güzelliği sezdirmek ister. Bu çalışma, Ali Emirî'nin sanat anlayışını özetleyen "âyine-i dünyâ" redifli gazeline, vücuda getirildiği estetik anlayış içerisinde yorum getirmeyi hedeflemektedir