Mayıs 2003 Bingöl depremi sonrası çocuk hastalardaki klinik deneyimlerimiz
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2004Author
Yılmaz, ErhanÖzel, Ş. Kerem
Çeliker, Hüseyin
Parmaksız, Ergun
Pekdemir, Murat
Kazez, Ahmet
Yıldırım, A. Mustafa
Metadata
Show full item recordAbstract
Amaç: Bu çalışmada 1 Mayıs 2003'te yaşanan Bingöl depremi sonrası hastanemize başvuran çocuk yaş grubu hastaların değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Yöntem: Yaşları 4 ay ile 16 yaş arası değişen toplam 16 hasta değerlendirmeye alındı. Hastalar göçük altında kalma süreleri, yaralanma tipi, aldıkları tedavi, akut böbrek yetersizliği (ABY) ve ezilme sendromu gelişmesi, komplikasyon, laboratuar bulguları ve en son klinik durumları açısından değerlendirildi.Bulgular: İlk ve Acil Yardım birimine başvuran toplam 61 hastanın 16'sını, yaş ortalaması 11.4±1.3 olan çocuk yaş grubu hastalar oluşturmaktaydı. Göçük altında kalma süreleri ortalama 10.7±2 saat olan hastalardan 10'unda ezilme yaralanması (EY) olup bunların 2'sinde ezilme sendromu (ES), 4'ünde yumuşak doku yaralanması, 4'ünde kafa yaralanması, 2'sinde kemik kırığı ve 2'sinde ise başvuru sırasında periferik sinir yaralanması saptandı. EY'li 10 hastanın 7'sinde miyoglobinüri görülürken yalnız 2 hastada ABY gelişti. EY ve ES olan hastalarda serum üre değerleri 26.1±8.3 mg/dl iken kreatinin değerleri 0.94±0.5 mg/dl, potasyum değerleri ise 4.85±1.3 mmol/L idi. Bu değerlerin normal sınırlar içinde oluşu, sahada başlayan "agresif sıvı tedavisi protokolü"ne bağlandı. EY olan 10 hastanın 5'ine fasyatomi yapıldı. ABY gelişen 2 hastaya hemodiyaliz uygulandı. Fasyatomi sonrası seri debridman, sık pansuman ve erken greftleme ile tüm yaralar sorunsuz iyileşti. Serimizde kaybedilen hasta olmadı. Dört hastada EY'a bağlı periferik sinir hasarı, 2 hastada fasyatomi sonrası kanama ve doku kaybı, 2 hastada YDP (yaygın damariçi pıhtılaşma) ve 1 hastada da yağ embolisi gelişti.Sonuç: Sahada başlanan "agresif sıvı tedavisi"nin olgularımızdaki ABY gelişmesini azaltmada önemli rolü vardır. Fasyatomi komplikasyonlara yol açabilecek bir girişim olduğundan, felaket durumlarında ancak çok iyi yara bakımı yapılabilecekse ve kesin gereklilik varsa uygulanmalıdır. Ülkemizde depremzede hasta bakım ve tedavi ilkelerinin deprem öncesi tüm sağlık personeli tarafından kavranmış olması ölüm ve sakatlık olasılığını azaltacaktır.