Ayaz, CelalUluğ, Mehmet2017-02-202017-02-2020172006https://hdl.handle.net/11468/2845Giriş: Osteomiyelit, farklı mikroorganizmalara bağlı olarak gelişen, kemik ve kemik iliğinin inflamatuvar bir hastalığı olarak tanımlanır. Bu çalışmada, kronik osteomiyelitli hastalardan alınan fistül ağzı ve kemik doku örneklerinde üreyen etkenler karşılaştırılmış olup osteomiyelitin mikrobiyolojik tanısında bu örneklerin ne dereceye kadar yardımcı olduğu saptanmaya çalışılmıştır. Materyal ve Metod: Bu çalışmaya Mayıs 2005 ile Eylül 2006 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yatan, klinik olarak kronik osteomiyelit ile uyumlu 43 hasta alındı. Bulgular: Hastaların 29'u (%67) erkek, 14'ü (%33) kadındı. Hastaların yaş ortalaması±SD 30,6 ± 3,6 yıl, ESH ortalaması±SD 82,7 mm/saat ± 4,4, CRP değeri ortalaması±SD 122,4 mg/dl ± 11, lökosit sayı ortalaması±SD 11099,3/mm3 ± 640 olarak bulundu. ESH ve CRP yüksekliği istatistiksel olarakda anlamlı bulunurken, lökosit sayısı anlamlı bulunmadı. Kemik doku kültüründe en sık izole edilen mikroorganizmalar, stafilokoklar %72,5 (29/40), Escherichia coli %10 (4/40), P. aeruginosa %10 (4/40), Proteus mirabilis %7,5 (3/40) idi. Tüm hastalar içerisinde her iki kültürde aynı mikroorganizmanın izole edilme oranı %62,7 idi. Bu oran stafilokok osteomiyelitlerinde ise %78 olarak saptandı. Sonuç: Çalışma sonucunda fistül ağzı akıntı örnekleri ile kemik doku örneklerinden izole edilen infeksiyon etkenleri arasında %37,3 gibi büyük bir uyumsuzluk olduğu görülmüştür. Bu da yaklaşık olarak her 10 hastadan dördünde tedavide başarısızlık anlamına gelmektedir. KOM’da antibiyoterapi başlamadan önce, alınacak kemik doku kültürünün sonucunu beklemek, hem uygun tedavi rejiminin başlanmasına hem de gereksiz antibiyotik kullanımının önlenmesine neden olur.Purpose: The infection of bone that contains bone marrow called osteomyelitis, which was caused by different microorganisms. In this study, we aimed to determine the diagnostic value and accuracy of cultures of material from a sinus track compared with those of cultures of bone specimens have been controversial. Material and Method: Prospective study conducted at Hospital University of Dicle, a 1090-bed university based hospital located in Diyarbakır, Turkey. Between May 2005 and September 2006 sinus track cultures were compared with those of bone cultures from 43 patients with chronic osteomyelitis. Results: The patients’ mean age was 30,6 ± 3,6 year, and 29 (67%) were male and 14 (33%) were female. Their mean ESR, CRP and WBC were found 82,7 mm/hour ± 4.4, 122,4 mg/dl ± 11, 11099,3/mm3 ± 640 respectively. The high level of CRP and ESH were determined meaningful, but WBC number was not meaningful by statistically. Organisms isolated from bone cultures were staphylococcus 72,5% (29/40), Escherichia coli 10% (4/40), Pseudomonas aeruginosa 10% (4/40), Proteus mirabilis 7,5% (3/40) respectively. Cultures of sinus track and bone specimens gave identical results in 62,7% of patients, with slightly better concordance in chronic osteomyelitis caused by staphylococcus 78% than by all other bacterial species. Conclusion: The value of bone culture in the therapy of osteomyelitis must be emphasised; it is the only reliable means of determining the responsible agent, and then basing antibiotic therapy on this. The correlation between sinus track and bone cultures was 37,3%. That means, the failure in the treatment at four patients in 10.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessPatogenezMikrobiyolojiKronik osteomiyelitKronik osteomiyelitli hastalarda fistül ağzı akıntı kültürü ile kemik doku kültürü sonuçlarının karşılaştırılmasıDoctoral Thesis