Çelik, Fatma EdaKaftancıoğlu, Meryem Çakır2025-02-222025-02-2220231305-9971https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/1231370https://hdl.handle.net/11468/30242Cumhuriyet’in kuruluş anlatılarında, Birinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren Mondros Mütarekesi’nden Cumhuriyet’in ilanına kadar geçen süreçte, Anadolu’da eşrâf adı verilen bir toplumsal kesim öne çıkar. Anlatılarda eşrâf, bu değişim sürecinin dinamikleri, niteliği ve adlandırılmasında önemli bir işlev üstlenir. Cumhuriyet’in içine doğduğu koşullar ile Cumhuriyet’in ilanına giden süreçteki toplumsal ilişkilerin çözümlenmesinde belirleyici bir öneme sahiptir. Ancak, eşrâfın rolü, anlatılarda kendine biçilen işlevle sınırlı kalır. Osmanlı’daki güçlü devlet geleneği veya bağımlı kapitalistleşme dinamiklerinden dolayı ve sivil toplumun veya burjuvazinin yeterince gelişememesi nedeniyle değişim sürecinin tepeden gerçekleştirildiği, bürokratik nitelikte olmasının veya asker-sivil aydınların öncülüğündeki bir ittifak şeklinde yaşanmasının zeminini oluşturduğu iddia edildiği için, eşrâf potansiyeli sınırlandırılmış veya bu dönemde ancak bir ittifak içinde belirli bir rol oynayabilmiş bir toplumsal kesim olarak görülür. Eşrâfın tarihsel ve toplumsal olarak nasıl bir toplumsal tabaka olduğu sorunsallaştırılmaz ve incelenmez. Bu okumanın, sürecin sınıfsal çözümlemesi, devrim ve burjuva devrimi analiz ve kavramsallaştırmaları ile yeni devletin sınıfsal niteliğine ilişkin kuramsal analizlerine zemin oluşturan kurucu bir işlevi vardır. Bu makale, Cumhuriyet’in kuruluş anlatısı ile tarihsel gerçeklik arasındaki ilişkinin sorgulanması ve Cumhuriyet’in toplumsal ilişkilerin bütünlüğü içinde anlaşılabilmesi için, sürekli bilimsel tarihi anlatılara konu edilen ancak ayrıntılı şekilde tanımlanmayan ve incelenmeyen bir toplumsal kesim olarak eşrâfın, somut tarihsel gerçekliği içinde incelenmesi gerektiği iddiasını taşıyor. Bu iddiaya temel oluşturmak üzere, toplumsal ilişkiler içinde eşrâfın nasıl konumlandırılabileceğine ilişkin yöntemsel, tarihsel ve kuramsal bir öneri getiriyor. Bir tarihsel yönetim sosyolojisi bağlamında bu iddianın temellendirilebileceğini savunuyor. Bu öneri çerçevesinde, öncelikle eşrâfın Osmanlı kırında hâkim olan borç ilişkileri ve 18. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak 150 yılayayılan bir çiftlikleşme-kapitalistleşme sürecinin parçası olarak temelde büyük toprak sahipliğine dayanan, bu sürecin özgün dinamikleri nedeniyle zirai, mali (tefeci, sarraf, banker) ve ticari (tüccar) sermayeyi de birleştiren kapitalist bir sınıflaşmanın ürünü burjuva sınıfı içinde “kır kökenli” veya “kırsal burjuvazi” olarak adlandırılabilecek bir tabaka olduğunu ortaya koyuyor. Daha sonra, özel olarak ele aldığı 1918-23 tarihsel kesitine yoğunlaşacağı, 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk çeyreğinde, bu konumlanmaya somut görünümünü veren merkezi ve yerel meclislerdeki varlığına, örgütlenmesine ve örgütleyici faaliyetlerine yoğunlaşıyor ve alınmasına öncülük ya da etki ettiği kararlardan birkaç örnekle bu savı pekiştirmeyi amaçlıyor. Makale, bu çerçeve içinde, Cumhuriyet’in kuruluş sürecinin sınıfsal analizine katkı sunmayı ve bu süreçte ortaya çıkan yeni iktidar mekanizmaları içinde egemen sınıf iddiasını taşıyan bir sınıfın nasıl örgütlendiğini tarihsel ve toplumsal temelleriyle ortaya koymayı hedefliyor.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessCumhuriyetEşrafKırsal BurjuvaziMerkezi ve Yerel MeclislerTarihsel Yönetim SosyolojisiCumhuriyet'in Kuruluş Anlatısında Bir Toplumsal Tabaka: "Eşraf"Article4752112571231370