Karadede, A. AzizAlan, Saitİltümür, KenanAydınalp, ÖzlemToprak, NizamettinTemamoğulları, Ali VahipÜlgen, M. Sıddık2024-04-242024-04-2420011016-51691308-4488https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/15838https://hdl.handle.net/11468/25636Miyokard infarktüsünün erken döneminde ST yüksekliğinin boyutu ile miyokard hasarı arasında ilişki bulunmasına rağmen, ST yüksekliğinin şekli ile miyokard hasarı ve klinik sonuçları arasındaki ilişki bilinmemektedir. Bu amaçla çalışmamıza ilk kez akut anteriyor miyokard infarktüsü ile ağrının ilk 6 saati içinde müracaat eden (n=62) hasta alındı. Trombolitik tedavi öncesinde alınan EKG'deki prekordiyal V3 derivasyonu referans alınarak, ST yüksekliğinin şekli, konkav (n=26), düz (n=24) ve konveks (n=12) olarak üç tipe ayrıldı. ST yüksekliğinin şekli ile, hem hastane içi seyirleri, hem de 53 hastaya 6±2 günde yapılan düşük doz (5 ve 10 µgr/kg/dk) dobutamin stres ekokardiyografi (DDSE) sonuçları arasındaki ilişki araştırıldı. İnfarktüs alanındaki bölgesel duvar hareket skor indeksi (DHSI) 16 segment modeline göre sol ön inen arterin beslediği 9 segment üzerinden 1'den (normal) 4'e (diskinetik) kadar değerlendirildi. Sol ön inen arter bölgesinde bazal DHSI ve bunların DDSE'ya cevapları konkav grupta daha iyiydi. Ayrıca konveks ve düz grupta infarktüs alanında ortalama akinetik veya diskinetik segment sayısı daha fazlaydı ve DDSE ile bu segmentlerde düzelme daha azdı [Konkav tip (grup A) 3.78±2 ve 2.17±2.1 p<0.01, düz tip (grup B) 5.15±2,7 ve 4.45±2.8 NS, konveks tip (grup C) 5.4±2.3 ve 4.8±2.1 NS, bazal ve DDSE]. Grup A'daki hastaların sadece %13 (3/23) DDSE ya cevap vermezken (p<0.05 grup B'ye ve p<0.01grup C ye göre), grup B deki hastaların %35'i (7/20), grup C'deki hastaların %60'ı (6/10) DDSE'ya yanıt vermediler. Multipl lojistik regresyon analizinde, iyi sol ventrikül fonksiyonu (yani DHSI <2 ) ile ST yüksekliğinin şekli arasında bazal durumda her hangi bir ilişki bulunmazken (p=0,06), DDSE sonrası bunlar arasında bağımsız bir ilişki tespit edildi (p=0.01, OR 4.5, %95CI 1.3-14.7). Konkav tipteki hastalarda hastanede kaldıkları sürece ölüm olmazken düz veya konveks tip olanlardan 5'i öldü. Yine bu süre içinde aritmi sıklığı konkav olanlarda diğerlerine göre daha azdı (p<0,05) ve efor kapasiteleri daha düşüktü. Sonuç olarak, hastaneye müracaat sırasında konkav tipte EKG'si olanlarda infarktüsle ilgili bölgede canlılık daha fazladır ve hastane içi mortalite daha düşüktür. Bu basit sınıflandırma hastanın taburcu olduğu sıradaki sol ventrikül fonksiyonlarını tahmin etmede yararlı olabilir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessAkut anterior miyokard infarktüsünde ST segment elevasyonunun şeklinin erken düşük doz dobutamin stres ekokardiyografi ve hastane içi mortalite ile ilişkisiAkut anterior miyokard infarktüsünde ST segment elevasyonunun şeklinin erken düşük doz dobutamin stres ekokardiyografi ve hastane içi mortalite ile ilişkisiOther292859215838