Investigation of the usability of essential oils as fuel in diesel engines
Citation
Çılğın, E. (2020). Investigation of the usability of essential oils as fuel in diesel engines. Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 9(2), 99-114.Abstract
In this study, the usability of essential oils as fuel additives in internal
combustion diesel engines was investigated.Salvia candidissiman was
preferred as essential oil raw material due to its oil efficiency.The essential
oil of salvia candidissima plant biomass was obtained by hydro distillation
method.The essential oil obtained was then converted into biofuel by
transesterification reaction.Biofuel is added to diesel fuel at a rate of 10%
by volume and is named [SB-10].DF] and [SB-10] fuels were tested in a
variable compression ratio diesel engine at fixed 1550 rpm.Results: It
showed that the [SB-10] fuel produced 2.46 Nm more torque and 4.29 HP
more power than DF fuel. When looking at the combustion data, 4.99% in
the pressure values of the fuel [SB-10], 16.72% in gas temperatures, % in
the rate of increase in pressure. 22.84 and 2.85% more in cumulative heat
release values. Bu çalışmada, uçucu yağların içten yanmalı dizel motorlarında yakıt katkı
maddesi olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. Uçucu yağ hammaddesi
olarak, yağ verimliliğinden dolayı, salvia candidissimanı tercih
edilirmiştir. salvia candidissima bitki biokütlesinin uçucu yağı hidro
distilasyon yöntemi ile elde edilmiştir. Elde edilen uçucu yağ daha sonra
transesterifikasyon reaksiyonu ile biyoyakıta dönüştürülmüştür. Biyo
yakıt, dizel yakıtına hacimsel olarak % 10 oranında ilave edilmiştir ve [SB10] olarak isimlendirilmiştir. DF] ve [SB-10] yakıtları, sabit 1550
devrinde, değişken sıkıştırma oranına sahip bir dizel motorda test
edilmiştir. Sonuçlar: [SB-10] yakıtının DF yakıtından 2.46 Nm daha fazla
tork, 4.29 HP daha fazla güç ürettiğini göstermiştir. Yanma verilerine
bakıldığında [SB-10] yakıtının basınç değerlerinde % 4,99, gaz
sıcaklıklarında % 16.72C, basınç artış oranında % 22.84 ve kümülatif ısı
salınım değerlerinde ise %2.85 daha fazla oluştuğu belirlenmiştir.